10 Eyl 2016

Keşif Sahnesi: Astrocowboys

Haftalık keşif sahnemizin bu haftaki adresi Rusya. Shoegaze, post-punk ve synth öğeleri lo-fi tekniğiyle başarılı bir şekilde bir araya getiren Astrocowboys sandığınız gibi değil.

Eleştire eleştire yerin dibine soktuğumuz modern müzik o kadar da kötü olmasa gerek. Teknolojinin analog kültürü öldürdüğü doğrudur fakat yaratıcılığı öldürdüğünü sanmıyorum. Yaratıcılık sanatın her dalında olduğu gibi müzikte de farklı bir boyuta taşındı. Bana kalırsa ben yine analog dönemi tercih ederdim fakat günümüz adına karamsar olmamak gerekiyor. XX. yüzyılın tüm trendleri, sanat ve moda akımları, kültürel birikimi ve zenginliği hâlâ üstünlüğünü koruyor ve yeni çıkan her şeyi etkilemeye ve onlara esin kaynağı olmaya devam ediyor, edecek de. Müzik de tıpkı bilim ve felsefe gibi kümülatif ilerleyen, üstüne bir şeyler katarak yeni tatlar yaratan bir sanattır. Astrocowboys olayı tam da bu noktadan yakalamış. Geçmişin tüm güzel retro tatlarını bir arada toplayıp düşük kayıt yöntemiyle müzik dünyasında pek az rastladığımız öznel bir tarz yaratmış. Astrocowboys dinlerken Joy Division ritimlerini, New Order synth'lerini, My Bloody Valentine reverb'lerini ve Skywave vokalini aynı anda hissedebilirsiniz.

St. Petersburglu Astrocowboys hakkında çok az bilgi var maalesef. Hatta bu tavşan maskeli dostumuz ismini bile paylaşmaktan alıkoymuş kendini. 2010 yılında başladığı müzik kariyerine demo kayıtların yanı sıra bir de uzunçalar albüm sığdırmış, ancak 2014'te bu tatlı projesiyi feshetmiş.

2011'de temmuz ayı sonunda ilk demo kayıtlarını elektronik ortamda paylaştıktan sonra Moskova ve St. Petersburg'da birtakım konserler vermiş, eylül ayında Crystal Castles'ın "Crimewave" şarkısını kendine has tekniğiyle yorumlamış, kasım ayında ise başarılı bir shoegaze çalışması olan "Girl With Preferences" isimli ilk single şarkısını yayımladı. Ertesi yıl 22 Kasım'da "Olympic" adını verdiği debut albümünü Bandcamp üzerinden yayımladı. 2014'e gelindiğinde mayıs ayında üç demo kayıt yayımladıktan sonra birtakım kişisel problemlerden dolayı dağılma kararı aldı.

Ardında pek bi' güzel şarkılar bırakan Astrocowboys'tan dört şarkıyı sizler için seçiyorum. Önce "Call The Police" ile başlamak istiyorum. Çünkü sözleri erken dönem 90'ların bohem havasını anımsatırken ritimleriyle ve synth'leriyle 80'lerin diskolarına götürebiliyor sizi.



"Daniel" yine "Call The Police" gibi çok güzel sözleri olan, hüzünlü ama aynı zamanda sizi dansa davet eden ritmiyle pek bir hoş şarkı. "Oh, Daniel I'm sorry to tell that no one will love you forever"...



"We Give Blood" 80'leri yad eden, retro düşleri lo-fi kalitesiyle notalara aktaran Astrocowboys'un kendini en iyi ifade ettiği şarkılardan biridir.



"Girl With Preferences" ise benim en sevdiğim şarkısıdır. My Bloody Valentine'ın bol feedback'li tatlı noise gitarıyla, 80'lerin synthesizer'ının chill sound'larını bir araya getirip kendi bohem sesini de delay yaparak ortaya harika bir şarkı çıkarmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder