Darkwave etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Darkwave etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Tem 2017

Yeni Şarkı: Chelsea Wolfe - Vex


Chelsea Wolfe 22 Eylül'de yayımlayacağı yeni albümü "Hiss Spun"dan ikinci teklisini paylaştı.

Deneysel çalışmalarıyla dark müziğe yeni çehre katan Californialı müzisyen Chelsea Wolfe 22 Eylül'de Sargent House etiketiyle yayımlayacağı yeni albümü "Hiss Spun"dan ikinci single şarkısı "Vex"i paylaştı.

12 Tem 2017

Zola Jesus Yeni Şarkı Yayımladı: "Soak"


Müziğiyle güneşi solduran Rusyalı müzisyen Nika Roza Danilova (a.k.a. Zola Jesus) 8 Eylül'de yayımlayacağı yeni albümü "Okovi"den ikinci teklisini paylaştı.

2014'te yayımladığı "Taiga" albümünden sonra ilk kez yeni bir uzunçalar yayımlayacak olan Rus müzisyen Zola Jesus albümün ikinci single şarkısını stream platformda paylaştı. 8 Eylül'de Sacred Bones Records etiketiyle yayımlayacağı "Okovi" isimli albümünü Bandcamp'ten dinleyebilir; albümün ilk iki şarkısına aşağıdan ulaşabilirsiniz:


19 May 2017

The KVB Yeni EP Yayımladı


İngiliz darkwave grubu The KVB "Fixation / White Walls" isimli harika bir EP albüm yayımladı bugün.

2010 yılında Nicholas Wood ve Kat Day'in başlattığı darkwave, shoegaze projesi The KVB geçtiğimiz yıl yayımladığı dördüncü stüdyo albümü "Of Desire"dan sonra ilk materyallerini bugün resmen müzik dünyasına sundular. 3 şarkı ve 3 remix parçanın bulunduğu bu kısaçalar albüm karanlık odalarda dans etmek isteyenler için harika bir dinleti olacak.

Buradan dinleyebilirsiniz:

25 Kas 2016

Seçki: Gothic, Post-Punk, Darkwave, Deathrock



Siouxsie'den Bauhaus'a, The Sister Of Mercy'den Cocteau Twins'e goth müziğin kilometre taşları ve kıyıda köşede kalan grupların yanı sıra, güncel kayıtlardan oluşan 40 şarkılık gece dinletisi.



31 Eki 2016

Seçki: Halloween İçin 20 Şarkı


Gothic'ten darkwave'e, industrial'dan post-punk'a uzanan 20 şarkıyla Halloween gecesine özel bir liste. Happy Halloween!

20. Echo & The Bunnymen - Nocturnal Me
Açılış konuşmasını İngiliz post-punk klasiği Echo & The Bunnymen ile yapmak istedim. 1984 çıkışlı albümü "Ocean Rain"den en sevdiğim şarkı olan "Nocturnal Me" klasik bir gotik edebiyat esintisiyle yazılan sözleri, akustik ritimleri ve barok dönem motifleri taşıyan senfonik müziğiyle listede gotik-romantik havayı en iyi yansıtan şarkılardan biri hiç kuşkusuz.



19. Clan Of Xymox - Something Wrong
Bir 4AD klasiği olan Hollandalı Clan Of Xymox 80'lerde new wave tarzda dans müziği yaparken gothic müziğin popülaritesini yitirdiği 90'lı yıllarda gothic müziğe geçiş yaptı. Aslında Xymox'nun müzikal seyri sürekli değişmekte. Bazen synthpop, bazen darkwave, bazen new wave, bazen gothic tarzda şarkılar yapıp yelpazeyi hep geniş tutmuş. Şarkımız "Something Wrong" 2001 yılında yayımlanan "Notes From The Underground" albümünden.



18. Xmal Deutschland - Incubus Succubus
Gothic, wave müzik Britanya'da çıkmış olsa şüphesiz en çok etkilediği ülke Almanya oldu. Ve Almanya bu dark kültürü en çok koruyup kollayan ülke olmaya devam ediyor. Xmal Deutschland 1980'de kurulduğunda dünya gothic müzikle tanışalı birkaç yıl olmuştu. 4AD Records'un karanlığa karanlık kattığı o yeni Viktoryen dönemde 10 yıl boyunca ayakta duran Xmal Deutschland dört stüdyo albümü yayımlamıştı. "Incubus Succubus" (Incubus: erkek seksüel şeytan; Succubus: kadın seksüel şeytan) ise en çok sevilen şarkısı olarak biliniyor.




17. The Birthday Party - The Friend Cathcher
Nick Cave'in Rowland S. Howland ile birlikte delilik dönemi The Birthday Party birçok Nick Cave dinleyicisinin alıştığı sakin, temiz sound'dan bir hayli uzakta goth, deathrock gürültülü ve karanlık şarkılar yapan kısa dönemlik bir efsaneydi. Aslında The Boys Next Door projesinin ismi değiştirilmiş haliydi The Birthday Party. 3 yıllık müzikal kariyeri boyunca 3 başarılı albüm çıkarmayı başarmıştı. Daha sonra yollar ayrılında yeni efsaneler doğdu. Grubun 1980 çıkışlı debut albümü "The Birthday Party"den "The Friend Cathcher" Halloween'in karanlığına yakışır bir şarkı.




16. Christian Death - Church Of No Return
Los Angelslı Christian Death deathrock, gothic rock müziğin en başarılı temsilcilerinden biridir. Keza Amerika'da görmeye pek alışmadığımız bir manzarayı bu kadar iyi temsil etmesi onu ayrı bir noktaya koyuyor. Şarkılarının genel teması seks, uyuşturucu ve anti-christ olan Christian Death 38 yıldır varlığını sürdürüyor. Tam 19 stüdyo albümü bulunan grubun popüler şarkısı "Church Of No Return" 1993 çıkışlı "Jesus Points the Bone at You?" albümünden.




15. Alien Sex Fiend - She's A Killer
Nick Fiend ile Mrs. Fiend ikilisinin kurduğu Londra çıkışlı deathrock, goth rock grubu Alien Sex Fiend gothic müziğin kült grupları arasında yer alıyor. Alien Sex Fiend 34 yıllık kariyerine 16 albüm sığdırmayı başarmış. Grubun en popüler şarkısı "She's A Killer" 1984'te yayımlanan "Acid Bath" albümünden.




14. Q Lazzarus - Goodbye Horses
New Jerseyli Q Lazzarus "The Silence Of The Lambs" filminin hafızalardan silinemeyen soundtrack şarkısı "Goodbye Horses" ile adını tüm dünyaya duyurmayı başarmış tek şarkılık bir efsaneydi. Birçok grup tarafından yorumlanan bu harika şarkının ben henüz kötü bir cover'ına denk gelmedim. Sanırım bu durum şarkının kalitesiyle ilgili olmalı. "All things pass into the night".




13. Stone 588 - Iron Satellites
1992'de Californialı Terri Kennedy ve Dave Rhine ikilisinin kurduğu Stone 588 alternative rock'ın piyasayı ele geçirdiği bir dönemde gothic müziği inatla savunan birçok underground gruptan biriydi. 12 yıllık kariyeri boyunca 5 albüm yayımlayan grup kadın vokali gothic, deathrock müzikte en iyi kullanan ikinci dönem gothic rock gruplarından biriydi hiç kuşkusuz.




12. My Bloody Valentine - Forever & Again
Shoegaze müziğin yaratıcısı efsanevi grup My Bloody Valentine çok az bilinen karanlık yüzüyle karşı karşıyayız. Bilinda Butcher'sız erken dönem gothic, deathrock denemesi olan 1985 çıkışlı "This Is Your Bloody Valentine" isimli mini albüm Kevin Shields'in ipleri henüz eline almadığı ve David Conway'in etkisi altında kalmış, soundlarla, ritimlerle vokalle tam bir gothic / death rock albümdür. Hatta fazlasıyla Bauhaus etkisinden söz edebiliriz. Darkwave ve goth müziğin yükselişe olduğu neo-viktoryen dönem Almanya'da stüdyoya girmenin kaçınılmaz bir sonuydu "This Is Your Bloody Valentine".




11. Lebanon Hanover - Gallowdance
Modern zamanın en başarılı gothic, darkwave gruplarından biri olan Lebanon Hanover Almanyalı Larissa Iceglass ve İngiltereli William Maybelline tarafından kurulmuş henüz 6 yıllık bir müzikal kariyere sahip. Ancak bu kadar kısa süre içinde 4 başarılı albüm yayımlayarak ciddi bir hayran kitlesi yakalayabilmiş.



10. She Past Away - Kasvetli Kutlama
Batı'ya en iyi açıldığımız grup hiç kuşkusuz She Past Away olmalı.  Kendi ülkesinde hak ettiği değeri görmeyip yurtdışında ciddi bir hayran kitlesine sahip olan Bursa çıkışlı She Past Away, modern gothic, darkwave müziğin en iyi temsilcileri arasında yer alıyor demek abartılı olmayacaktır. 2012 çıkışlı "Belirdi Gece" albümünden "Kasvetli Kutlama" Halloween için ismiyle müsemma en uygun şarkılardan biridir bence.



9. Marilyn Manson - This Is Halloween
İsmiyle müsemma şarkılar demişken bir Halloween klasiği "This Is Halloween"i pas geçmek yakışık almazdı. Tim Burton'ın 1993 yapımı kült  animasyon filmi "The Nightmare Before Christmas" için Marilyn Manson stüdyoya girdi ve "This Is Halloween" gibi bir başucu şarkısıyla çıktı. Halloween gecelerinin vazgeçilmezi benim de vazgeçilmezimdir.




8. Cocteau Twins - Garlands
Bir 4AD Records klasiği Cocteau Twins ethereal, dream pop müziğin şüphesiz en iyi grubu olarak bilinse de müzikal kariyerine gothic romantic müziğin en iyi albümlerinden 1982 çıkışlı "Garlands" ile başlamıştı. Will Heggie'nin ürkütücü ritmik basları, Robin Guthrie'nin Bauhaus'u çağrıştıran gitarı, Elizabeth Fraser'ın muhteşem soprano vokaliyle birleşince ortaya Viktoryen dönemin karanlık atmosferi çıkıyor. Albümle aynı ismi taşıyan "Garlands" Halloween'e yakışır güzellikle bir çalışma olmuş.




7. 2000 Plus - Homewards
Hollandalı 2000 Plus hakkında neredeyse hiç bilgi yok. 1986-88 arasında, çok kısa süreli bir müzik kariyeri boyunca kendi plağını kendisi çıkarıp iki albüm yayımladı. Gothic müziğin alternative müziğe yenildiği bir dönemde ortaya çıkması belki de onları kıyıda köşede bıraktı. 1986 çıkışlı "The Very First" longplay albümünden "Homewards" benim favori gothic wave şarkılarımdan biridir.




6. Farblos - Winterherz
2010 yılında F. Karnstein tarafından Almanya'da kurulan Farblos hak ettiği değeri görmeyen underrated gothic wave gruplarından biri. İki demo albümden sonra geçen yıl ilk uzunçalarını yayımlayan Farblos 2012'de çıkardığı demo albümünden "Winterherz" şarkısı ile adını duyurdu.




5. The Cure - Cold
Gothic kültürün ikonik ismi Robert Smith öncülüğünde kurulan The Cure müzikal kariyerinin 40. yılına girdi bu yıl. 40 yılda 13 stüdyo albümü yayımlayarak hakkında söylenecek hiçbir şey bırakmayan The Cure yalnızca gothic kültürün değil, 80'ler kültürünün de kült ismi haline geldi. Erken dönem kayıtlarından 1982 çıkışlı "Pornography" albümünden "Cold" şarkısını listede 5. sıradan yer veriyorum.




4. Siouxsie And The Banshees - Halloween
Bu yıl 40'ına basmış gothic müziğin efsanevi grubu, hatta kurucusu bile diyebileceğimiz Siouxsie & The Banshees İngiliz avant-garde müziğinin öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. Makyajıyla, sahne duruşuyla, şarkı sözleriyle ve müziğiyle sayısız müzik grubunu ve alt-türleri etkilemiş, kendi alt-kültürünü yaratmış ikonik isim Siouxsie Sioux'nun öncülüğünde 20 yılda 11 albüm çıkaran Siouxsie & The Banshees 1981 yılında yayımladığı "Juju" albümünden "Halloween" isimli şarkısını listeye 4. sıradan alıyorum.




3. Joy Division - Heart And Soul
Kısa dönemde büyük işler başaran Joy Division yalnızca iki albümle müzikte devrim yaratan bir isim oldu. 1980'de majör  depresyondan intihar eden Ian Curtis bu bunalımını en yoğun hissettirdiği şarkısı kuşkusuz "Heart And Soul" oldu. Joy Division hakkında söyleyecek başka hiçbir şeyim yok. Avant-garde müzik seven herkesin hayatına dokunmuş bir kasvetti.




2. The Sister Of Mercy - Lucretia, My Reflection
Gothic rock müziğinin en iyilerinden efsane grup The Sister Of Mercy gothic müziğin ve gothic kültürün kilometre taşlarından biridir. Gothic rock'ın müzik dünyasına yeni yeni adım attığı 1977 yılında İngiltere'de Andrew Eldritch liderliğinde kurulan ikonik grubun müzikal kariyeri dört bölüme ayrılmış durumda. 2 yıl aralıklarla yeniden toplanan grup son olarak 1995'te birleşerek günümüze kadar gelmiş ve bunca zaman içerisinde yalnızca üç albüm yayımlamıştı. Fakat bu durum The Sister Of Mercy'yi hiçbir zaman gözden düşürmedi. Grubun kült şarkısı "Lucretia, My Reflection" ile listenin 2. sırasında.



1. Bauhaus - She's In Parties
Peter Murphy, Daniel Ash, Kevin Haskins ve David J. tarafından 1976'da İngiltere'de kurulan Bauhaus hiç kuşkusuz gothic müziğin en iyi ismi olarak hafızalarda yer edindi. 4AD Records'un arşivimize kattığı efsanelerden biri olan Bauhaus'u liste başı yapmak için çok fazla sebep varken 1983 çıkışlı "Burning From The Inside" albümünden "She's In Parties" şarkısını gecenin şarkısı olarak seçiyorum.






Bonus: Cradle Of Filth - Halloween II
Klasik İngiliz gothic'inin daha sert halini icra eden Cradle Of Filth 25 yıllık bir müzik kariyerine sahip. 2006 yılında yayımladığı "Thornography" albümünden "Halloween II" şarkısı bonus track olarak yer veriyorum. Bu şarkı listenin olmazsa olmazıydı.     

13 Eki 2016

She Past Away'den Yepyeni Klip: "Katarsis"



She Past Away son albümü "Narin Yalnızlık"tan "Katarsis" şarkısına Selofan ve Lebanon Hanover'ın da eşlik ettiği bir video klip çekti.

Darkwave müziğin en önemli temsilcilerinden İstanbullu She Past Away 2015 Fabrika Records çıkışlı son albümü "Narin Yalnızlık"tan "Katarsis" isimli sevilen şarkısına Dimitri Chaz Lee'nin yönetmeliğini yaptığı bir video klibi YouTube kanalından paylaştı. Video klipte Selofan'dan Joanna Pavlidou ve Lebanon Hanover'dan William Maybelline de yer alıyor.

Buradan izleyebilirsiniz:

26 Eyl 2016

Gece Dinletisi: Dead Can Dance - Cantara


Viktoryen dönemin gothic-romantic atmosferiyle Ortaçağ'ın gregoryen atmosferini etheral wave müzikle buluşturan Lisa Gerrard ve Brendan Perry ikilisinin oluşturduğu Dead Can Dance'i bu gecenin fon müziği olarak seçiyorum.

80'lerin en karanlık gruplarından biri olan Avustralya çıkışlı Dead Can Dance gothic müziğin yeni yeni yeşerdiği Britanya'da Cocteau Twins ile birlikte wave müziğe yepyeni bir soluk katmıştı. Lisa Gerrard'ın Ortaçağ'a uzanan ağıtsal soprano vokali Brendan Perry'nin karanlık sound'larıyla bir araya gelince müzik tarihinde yepyeni bir perde açıldı. Aslında perdeyi Cocteau Twins "Head Over Heels" albümüyle açmıştı ancak Dead Can Dance'i ayrı bir noktaya koymak gerekiyor. Çünkü yalnızca ethereal wave değildi, bir ayağı da neoclassic darkwave'deydi. Ethereal wave olarak isimlendirilen bu yürek parçalayan müzik janrı gothic, darkwave, post-punk ve folk müzikten bağımsız değildi. Bir etkileşim içerisinde; ancak kesinlikle apayrı bir noktadaydı.

80'ler avangard ve dark müziğin bel kemiği 4AD Records tarafından desteklenen Dead Can Dance, Cocteau Twins, Dif Juz zaman zaman birlikte de birtakım çalışmalara imza attılar. Özellikle 4AD'nin kurucusu Ivo Watss-Russell'ın supergroup projesi This Mortal Coil muhteşem bir buluşma noktasıydı. Dead Can Dance, 4AD ile adeta bütünleşmişti.

82'de Melbourne'de kurulan Dead Can Dance, aynı yıl mayıs ayında Londra'ya taşınınca kendini bir anda kapkaranlık bir müzik dünyasında buldu. Kuşkusuz Britanya II. Victoria çağını yaşıyordu adeta. 4AD ise bu akımın dinamosuydu. Önce Bauhaus, Clan Of Xymox gibi gothic müziğin kilometre taşlarını müzik dünyasına tanıttıktan sonra Cocteau Twins ile ikinci büyük hamlesini yapmıştı. Dead Can Dance ise 4AD için apayrı bir yer teşkil ediyordu. Müziğinin ulaşmadığı yer kalmamıştı Dead Can Dance'in. Yalnızca dark müzik dinleyicilerinin değil, new age dinleyicilerinin de favori gruplarından biridir. Özellikle 1992 yılında yayımlanan "Baraka" isimli belgesel filmde kullanılan "The Host Of Seraphim" isimli muhteşem şarkıdan sonra Dead Can Dance ismi artık birçok kişinin belleğinde semavi bir yer edinmişti.

Eylül ayının son günlerine geldiğimiz bu soğuk sonbahar gecesini Dead Can Dance'in 1987 çıkışlı "Within The Realm Of A Dying Sun" albümünden "Cantara" şarkısına adıyorum ve sizi biraz oryantalist, biraz gregoryen, biraz da viktoryen nakışların Lisa Gerrard'ın muhteşem vokaliyle bir araya geldiği atmosferle baş başa bırakıyorum. Yaşasın eski çağlar!

15 Eyl 2016

Seçki: Gothic Kültürün Mirası ve Modern Gothic / Darkwave Kayıtları


"Şeytanın ölümü hayal gücü açısından bir trajedidir, fakat XVII. yüzyıl gotik'inin de kurtuluşudur." (Wallace Stevens)

Erken dönem 80'lerin Britanya ve Almanya'sını kasıp kavuran goth / dark akımı günümüzde yeniden ele alınıp avangart müziğin en önemli halkalarından biri olma özelliğini elinde tutuyor. Geçmişin tüm zengin, deneysel, yaratıcı ve özgün müzik çalışmaları geçerliliğini hiçbir zaman yitirmeyecek. Etkilediği yeni akımlar şöyle dursun, teknolojinin ve elektroniğin gölgesinde kalan bazı değerler inatla yaşatılmaya devam ediyor. XXI. yüzyılda hâlâ Viktoryen dönem ruhunu yaşayan müzisyenler heteredoks değerleri savunan punk kültürle olan etkileşimlerini inkâr etmeden karanlığı daha da karartarak güneşimizi söndürme görevini öncüllerinden devraldılar.

Gotik kültür o kadar zengindi ki kendi içinde alt kültürlerini doğurdu. Aydınlanma'nın öldürdüğü tanrı figürü insanı derin bir mânâ boşluğuna sürükledi. Yalnızca inanılan bir figür değildi, aynı zamanda korkulan da bir figürdü tanrı. Ve elbette tanrının düşmanı şeytanlar, cinler, kötü ruhlar... Gotik düşünce tam da bu dönemde ortaya çıkarak insandaki bu büyük mânâ boşluğunu doldurmaya çalıştı. O, ne metafizik zırvalıkları kabul etti, ne de materyalist duygusuzlukları. Gotik düşünce bir tepkiydi yaratılan bu duygusal yıkıma karşı. Gotik edebiyatın metaforları Karl Marx'ı bir hayli etkilemiş, "zincir", "kan emici", "vampir", "hayalet" gibi bazı kelimeler marksist terminolojiye yerleşmişti. Erken dönem XIX. yüzyıl yalnızca marksist felsefenin değil,  Victoria döneminde popüler olan romantik akımla birlikte gelişen gotik edebiyatın da ortalığı kasıp kavurduğu bir dönemdi. XII. yüzyılda Latin sanatına bir tepki olarak doğan gotik sanat XVIII. yüzyılda Aydınlanma'ya karşı bir edebiyat akımı olarak ortaya çıkmış,  XIX. yüzyılın ikinci çeyreğinde soğuk savaş propagandasına karşı sinemada, geç dönem 70'lerde ise popüler kültüre karşı müzik alanında ortaya çıkarak protest ve avangart kimliğini korumuştur. Bugün "gotik" dediğimizde aklımıza gelen ilk üç şey edebiyat, kültür ve müzikse eğer, edebiyatta Edgar Allan Poe, Mary Shelley ve Bram Stoker; kültürde gotik mimari, gotik heykel ve gotik resim; müzikte ise Bauhaus, The Sister Of Mercy ve Siouxsie and the Banshees gelir aklımıza. Yarattıkları yeni romantik, karanlık atmosferin yanı sıra saç stilleriyle, makyajlarıyla, kıyafetleriyle ve sahne duruşlarıyla birer moda ikonları olarak da alt kültürlerini oluşturdular. Wave müzik 90'larda alternatif gruplara yenik düşse de 2000'lerin başında yeniden ortaya çıkmaya başladı; üstelik birçok yeni tarz yaratarak. Bugün goth wave, darkwave, -ve yelpazeyi biraz geniş tutarak- cold wave, industrial ve drone müzik adına yeni şarkılar üreten yeraltında çok fazla müzik grupları ve solo projeleri mevcut. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmadan güncel başarılı dark gruplarından küçük bir seçki yapalım.

İlk adresimiz ismini Nietzsche'nin ünlü "güç istenci" felsefesinden alan The Will To Power. James Hofer ve Dylan Hunter tarafından kurulan Kanadalı darkwave projesi hakkında neredeyse hiç bilgi yok. Üç EP'si bulunan The Will To Power "Might" single'ından "Still" isimli şarkıyı açılış konuşması olarak seçiyorum.




Bolognalı Mirko Void'in tek kişilik darkwave projesi Le Ettere di Anna İtalya'nın zengin dark ve synth müzik mirasını koruyan underrated gruplardan biridir.




Nouvelle Phénomène son yıllarda giderek yükselen Fransız gothic-romantic darkwave akımının değerli bir parçasıdır.




Almanyalı Philipp Läufer'in tek kişilik solo projesi olarak başlayan Bleib Modern daha sonra yeni üyelerle sayısını beşe çıkarmış. Shoegaze, post-punk ve cold wave tınılarını karanlık bir vokal ile bir araya getirmiş. İki stüdyo albüme imza atan Bleib Modern'in "Lows" isimli EP albümünden "Forest" parçasını listeye eklemeye değer buluyorum.




15 yıllık müzik kariyerine 10 stüdyo albümü sığdırmayı başaran İspanyalı The Eternal Fall, Sol ve Francisco Porsel tarafından kurulmuş gothic, new wave grubudur.




Veil Of Light "M" isimli Zürichli bir müzisyenin darkwave, goth wave çalışmasıdır. Dead Can Dance, The Cure, The Jesus And Mary Chain ve Death In June gibi gruplardan etkilenmiş. İki albümü bulunan Veil Of Light'ın "Ξ" albümünden "Pale Eyes" şarkısı listedeki en sert şarkıdır diyebilirim.




Bu yılın başında Salon'da Lebanon Hanover ve She Past Away ile birlikte konser veren Atinalı Selofan üç yılda dört stüdyo albümü yayımladı. Darkwave müziğin önemli isimleri arasında yer alan grup She Past Away ile birlikte ortak çalışmalar da yapıyor.




Kievli Oksana Zmorovytch'in solo projesi Blablarism shoegaze, goth ve witch semalarında gezen, az bilinen ama iyi işler çıkaran bir gruptur. Tek albümü "Agnostodynis" üç yıl önce Fabrika Records tarafından çıktı.




Almanyalı gothic / darkwave ikilisi Lebanon Hanover modern zamanın gothic-romantic müziğinin kilometre taşlarından biridir hiç kuşkusuz. İki gitar ve bir synthesizer ile neler yapılabileceğini yayımladığı üç albümde bize gösterdi. Bu şarkı son albüm "Besides The Abyss"ten.




Ve kapanış konuşması. Günümüz goth / darkwave müziğinin Lebanon Hanover ile birlikte en önemli temsilcisi olan She Past Away'in bu topraklardan çıkmış olması bizim adımıza gurur verici bir şey. She Past Away'in son albümü "Narin Yalnızlık"tan Kesmeşeker cover'ı "Gerçekten Özleyince" parçasını listenin son şarkısı olarak belirleyip yazıyı burada noktalıyorum.




Bonus: Lust For Youth - Lost Young

9 Eyl 2016

Jakuzi Artık Spotify'da


Yerli sahnenin umut vadeden gruplarından Jakuzi'nin debut albümü "Fantezi Müzik" Spotify'daki yerini aldı.

Kutay Soyocak ve Taner Yücel ikilisinin oluşturduğu yerli darkwave, synthpop grubumuz Jakuzi mart ayında Bandcamp üzerinden yayımladığı ilk ve tek albümü "Fantezi Müzik"i artık Spotify'dan da dinleyebileceğiz.

Şöyle alayım sizi:

2 Eyl 2016

Gece Dinletisi: Tropic Of Cancer - A Color


Californialı Camell Lobo'nun tek kişilik projesi Tropic Of Cancer yalnızlığı, melankoliyi ve romantizmi son derece karanlık bir atmosferle birleştirip kendini kasvetli gecelere adıyor.

2008'de Camella Lobo ve Juan Mendez tarafından kurulan Tropic Of Cancer kurulduğu günden bu yana bir ayağı darkwave'deyken diğer ayağını drone'dan asla çıkarmadı. Özellikle Camella Lobo'nun buğulu sesi ve synthesizer'dan çıkan karanlık soundlar şarkıların ana hatlarını oluştururken single'larda ve albümde kullanılan görseller konsepti tamamlıyor. Juan Mendez 2012'de gruptan ayrıldıktan sonra Tropic Of Cancer projesi Camella Lobo'nun tek kişilik solo çalışmasına dönüştü. İyi oldu diyemeyiz ancak asla kötü oldu da diyemeyiz. Camella Lobo'nun karanlığı hepimizi aşar.

Gecenin şarkısı 2011 çıkışlı "The Sorrow Of Two Blooms" EP'sinden: "A Color"

Mutsuzluk! Hemen şimdi.


10 May 2016

Yerli Darkwave Grubu Jakuzi İle Tanışın









Kutay Soyocak ve Taner Yücel ikilisinin oluşturduğu; darkwave, dream pop ve synthpop öğelerini Türkçe sözlerle ve Türkçe fantezi müzikle sentezleyen yepyeni başarılı bir yerli grup: Jakuzi.

Geçtiğimiz ay henüz yayımlanmayan yeni albümden ilk single parçası olan "Koca Bir Saçmalık" adlı şarkısına retro psychedelic bir klip çekerek müzik dünyasına hızlı bir adım atan Jakuzi, geçmişe özlem bu kliple New Order ve Depeche Mode tadında bir tat bırakıyor zihinlerde. Sözlerdeki bohemlik, vokalin tonu, başarılı synthesizerlar, post-punk ritimleri ve retro figürleriyle tam anlamıyla geçmişe uzanan bir atmosfer söz konusu. Şarkının sözlerinde bir kırgınlık, bir sitem var: "Ne zaman bir şey istesem, bana verilen koca bir saçmalık".



Geçtiğimiz günlerde grubun ilk albümü "Fantezi Müzik" Domuz Records etiketiyle dijital ortama sunuldu. Albüme genel bir bakış attığımızda Jakuzi çok büyük şeyler vadediyor diyebilirim. Nispeten "Bir Düşmanım Var" şarkısı albümün ismiyle uyumlu bir sounda sahip, yine başarılı synthlerle, vurucu sözlerle ve saksafon soloları ile albümün en iyi şarkılarından biri olduğunu ve dream pop'a göz kırptığını söyleyebilirim.


Kısacası yerli gruplardan belki de en çok şey vadeden grubudur demek yanlış olmayacaktır Jakuzi adına. Ayrıca grup ilk konserini 15 Mayıs'ta Arkaoda'da verecek. Etkinliğin adresine şuradan ulaşabilirsiniz.

Albümün tamamını buradan dinleyebilirsiniz:

25 Şub 2016

İstanbul İçin Konser Vakti











Bu yıl İstanbul'da fevkalâde konserler olacak. Post-punk'tan post-pock'a, shoegaze'den indie'ye, electronic'ten minimal'e kendi türünün en iyileri, en güzelleri müzikseverlere unutulmayacak bir yıl yaşatacak. Nitekim güzel konser haberleri gelmeye devam ediyor da. Öncelikle kim, nereye, ne zaman geliyor bir göz atalım.

Lebanon Hanover: Almanya ve İngiltere kökenli bu darkwave/post-punk grubu akıllara zarar synthlar ve karanlık sözleriyle öne çıkıyor. Larissa Iceglass'ın Frankenstein'ı andıran vokali ve bohem dansı ruh sağlığına pek de iyi gelmediğini söyleyebiliriz. 2010'da başladıkları müzik kariyerlerine dört albüm sığdırdılar: The World Is Getting Colder (2012), Why Not Just Be Solo (2012), Tomb For Two (2013), Besides The Abyss (2015).

27 Şubat, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.


She Past Away: Bursa çıkışlı yerli post-punk/darkwave grubumuz. Türkiye'de bu tarzda müzik yapan gruplar bir kenara, bu tarz müzik dinleyenlerin sayısı bile çok azken She Past Away neredeyse tamamı Türkçe olan karanlık şarkı sözleriyle, synthlarıyla, imajıyla dünyada şu anda kendi tarzının en iyilerindendir nispeten. 2006'da başladıkları müzik kariyerlerine üç başarılı albüm sığdırdılar: Kasvetli Kutlama (2010), Belirdi Gece (2012), Narin Yalnızlık (2015).

She Past Away 27 Şubat gecesi Lebanon Hanover ve Selofan ile birlikte Salon'da.













Emancipator: 2006'da New York'ta Douglass Appling tarafından kurulan trip-hop/chill-out grubu 2013'te İstanbul'da bir konser vermişti. Emancipator'un dört albümü bulunmaktadır: Soon It Will Be Cold Enough (2006), Safe In The Steep Cliffs (2010), Dusk To Dawn (2013), Seven Seas (2015)
4 Mart, Babylon Bomonti'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.














God Is An Astronaut: Post-rock denilince akıllara gelen ilk isimlerden biridir İrlanda'lı GIAA. Sert riffler, derin tınılar ve epic bir vokalle apokaliptik bir performans sergileyen GIAA, dünya çapında çok ciddi bir kitleye sahiptir. Sık sık Türkiye'yi de ziyaret eden GIAA, daha önce dört kere İstanbul'a gelmiş ve her seferinde konser alanlarını doldurmuştur. 2002'de başladıkları müzik kariyerlerinde sekiz başarılı albüm yayınladılar.

6 Mart, KüçükÇiftlik Park'ta. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Sleep Party People: 2008'de Danimarka'da kurulan dream pop grubu yaptığı müzikle bazen post-rock'a, bazen'de shoegaze'e kayabilmekte. Ağırlıklı olarak melankolik şarkılar yapan Sleep Party People başarılı sahne performansıyla son 2014 ve 2015'te de İstanbul'a gelmişti. Tavşan şapkası, ince derin vokali ve dalgalı tınılarıyla eşi benzeri olmayan bu grubun üç başarılı stüdyo albümü vardır: Sleep Party People (2010), We Were Drifting On A Sad Song (2012), Floating (2014).

18 Mart, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.



Ane Brun: Nordik melodilerin başarılı ismi söz yazarı, gitarist ve female vokalist Ane Brun 1998'den beri sürdürdüğü kariyerine dokuz albüm ve sayısız konser sığdırmış. Dört kez İstanbul'lu hayranlarını ziyaret eden Ane Brun tekrar İstanbul'a gelip müzikseverlere güzel bir gece yaşatmayı planlıyor.

1 Nisan'da, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Ólöf Arnalds: 1980 İzlanda doğumlu bu tatlı kadın müzik kariyerine 2003'te Múm ile başlamış, 2007 yılında Við Og Við adlı albümünü çıkararak kendi solo kariyerine başlamış. Kendisini çok yakından tanıdığımız Ólafur Arnalds'ın kuzenidir ayrıca. Indie folk tarzında müzik yapan Ólöf, ilk albümündeki şarkı sözlerini tamamen İzlandaca yazmışken, ikinci albümü Innundir Skinni (2010)'de İngilizce sözlere de yer verip hızla popülaritesini artırmıştır. 2014 yılında çıkardığı Palme albümünde ise tamamen İngilizce şarkılar yazarak artık İzlanda sınırlarının dışına çıkmaya karar vermiştir.

8 Nisan'da, Babylon Bomonti'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Yndi Halda: İngiltere çıkışlı Post-rock grubu Yndi Halda uzun metrajlı post-rock şarkıları denilince akla gelen ilk isimlerden biridir. 2001 yılında başladıkları müzik kariyerine yalnızca 2005 yılında çıkardıkları Enjoy Eternal Bliss albümünü sığdırmış olmalarına rağmen post-rock müziğin ilahlarından sayılmaktadır. Üstelik albümde yalnızca dört şarkı varken! Hayranları dağıldı derken Yndi Halda yepyeni bir albüm çıkararak "ben daha ölmedim!" diyerek turneye çıktı. İstanbul'u ziyaret etmeseydi üzülürdük açıkçası. Sözü uzatmadan "Illuminate My Heart, My Darling" diyorum ve konser gününü iple çekiyorum.

20 Nisan'da Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız













Get Well Soon: Almanya çıkışlı indie grubu Get Well Soon Konstantin Gropper öncülüğüne 2008 yılında yayınladığı Rest Now, Weary Head! You Will Get Well Soon albümüyle büyük bir çıkış yakalayarak indie müziğin sevilen isimlerinden biri olmayı başardı. 2013'te İstanbul'lu hayranlarına güzel bir gece yaşatan Get Well Soon yeniden sevenleriyle buluşmak üzere; hem de yepyeni bir albümle!

22 Nisan'da Salon İKSV'de.  Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Beirut: Doğum yeri ABD olsa da kalbinin bir yarısı Balkanlarda, diğer yarısı Ortadoğu'da olan, acıyı tatlı bir dille anlatan güzide bir gruptur Beirut. Goran Bregovic'ten etkilenmiş, kendini çingene gibi hisseden bir Türkiye aşığıdır kendisi. Evet, neredeyse her yıl ülkemizi ziyaret ederek, ve hatta Gezi direnişine de katılarak artık "bizden biri" olmuştur grubun vokalisti Zach Condon. 2006'da çıkardığı Gulag Orkestar albümü büyük bir sükse yaparak bir anda indie folk denince akıllara gelen ilk isim olmayı başarmıştır. Beirut son olarak geçtiğimiz yılın eylül ayında No No No adlı dördüncü stüdyo albümünü çıkardı.

28 Mayıs'ta KüçükÇiftlik Part'ta. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Low: 1993 yılında Alan Sparhawk, Mimi Parker ve Steve Garrington tarafından kurulan Low, 994 yılında çıkardıkları akıllara zarar I Could Live In Hope albümüyle dinleyeni kendine bir uyuşturucu gibi bağlamayı başardı. Sert sözler, ağır tempolar ve yoğun melodiler ile slowcore müziğin öncü ismi olmayı başardılar. Geçtiğimiz yıl on birinci albümünü de çıkardılar. Kısacası başarılarla dolu bir müzik kariyerinden bahsediyoruz. Geçtiğimiz yıl Salon'da hayranlarını harika bir performans ile kendine yeniden hayran bırakan Low, bu yıl da sürpriz bir isimle birlikte sahne alıyor: PJ Harvey!













PJ Harvey: Yılın en büyük konserlerine geldik artık. İngiliz söz yazarı ve müzisyen PJ Harvey, 1991 yılında çıkardığı single albüm Dress ile müzik kariyerine başladı. Bas gitar, gitar, piyano, klavye, org, saksafon, trompet, keman, armonika ve arp çalabilen bu harika kadın 1992'de yayınladığı Dry adlı albümüyle Rolling Stone dergisi tarafından en iyi kadın söz yazarı ve en iyi kadın vokalist seçildi. Bu albüm aynı zamanda Kurt Cobain'in en sevdiği albümlerden biri de olmuştur. Bu başarılı kariyeri boyunca sekiz stüdyo albümü yayınlayan PJ Harvey sonunda Low ile birlikte İstanbul'a geliyor.

8 Haziran'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Sigur Rós: Dünyadan uzakta bir yerde, kuzey ışıklarının altında, masal ülkesinde, masal şarkıları yapan bir grup var. Büyülü atmosferiyle, sert gitar riffleriyle, epik vokaliyle, soğuk hava dalgasıyla büyülü şarkılar yapan Sigur Rós, 1997 yılında ilk albümü Von ile sahneye çıkmış, 1999 yılında ise akıllara zarar Ágætis Byrjun albümüyle ortalığı ateşe vermiştir. Post-rock mı? Hayır. Indie mi? Hayır. Shoegaze mi? Hiç değil. Sigur Rós, kalıplara sığamayacak nitelikle şarkılar yaparak yeni bir tür yarattı. Benim birçok İzlandalı grubu ancak bu şekilde tarif edebildiğim "Icelandic"... Sözlerini Jónsi'nin yazdığı şarkılar "Hopelandic" adlı uydurma bir dille yazılmakta. Takk (2005), Með suð í eyrum við spilum endalaust (2008) ve Valtari (2012) gibi çok başarılı albümlere de imza atmıştır. Sigur Rós'un 2013'te İstanbul'da vereceği konser Gezi Parkı eylemleri nedeniyle iptal edilmişti. Şimdi sabırsızlıkla haziranı bekliyor tüm Sigur Rós aşıkları.

11 Haziran'da Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













M83: 2001 yılında Anthony Gonzalez tarafından kurulan M83, adını on beş milyon ışık yılı uzakta sarmal bir gökada olan Messier 83'ten alıyor. 2003'te çıkardıkları ilk albümleri Dead Cities, Red Seas & Lost Ghost ile bol synth'lı electonica tarzında bir giriş yapsalar da müzik kariyerlerine, iki yıl sonra çıkardıkları can yakıcı Before the Dawn Heals Us albümü shoegaze listelerinde yerini bulmayı başardı. Bu hüzün dolu buğulu albümden sonra tarz değiştirmeye devam eden M83 2008 yılında çıkardığı Saturdays = Youth albümü ile indie pop'a kaymış. Son olarak Hurry Up, We're Dreaming ile electronic müziğin öncülerinden olmayı başarmış, hatta adını reklamlarda bile duyurmayı başarmıştır. Çektiği klipler ise eleştiri getirilemeyecek cinsten. En nihayetinde kendilerini İstanbul'da görecek olmaktan mutluluk ve heyecan duyuyoruz.

28 Haziran'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Max Richter: Minimal müzik denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Max Richter 1966 yılında Almaya'da doğmuş, birçok müzik grubuna yön vermiş, başlı başına bir akımdır. Müzik kariyerine 2002'de çıkardığı Memoryhouse albümüyle başlamış, yedi stüdyo albümü çıkarmış, 38 film/dizide çalışmış başarılı bir piyanist, söz yazarı ve bestecidir. Son olarak geçtiğimiz yıl Sleep adında bir albüm çıkarmış.

19 Kasım'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.