25 Şub 2016

İstanbul İçin Konser Vakti











Bu yıl İstanbul'da fevkalâde konserler olacak. Post-punk'tan post-pock'a, shoegaze'den indie'ye, electronic'ten minimal'e kendi türünün en iyileri, en güzelleri müzikseverlere unutulmayacak bir yıl yaşatacak. Nitekim güzel konser haberleri gelmeye devam ediyor da. Öncelikle kim, nereye, ne zaman geliyor bir göz atalım.

Lebanon Hanover: Almanya ve İngiltere kökenli bu darkwave/post-punk grubu akıllara zarar synthlar ve karanlık sözleriyle öne çıkıyor. Larissa Iceglass'ın Frankenstein'ı andıran vokali ve bohem dansı ruh sağlığına pek de iyi gelmediğini söyleyebiliriz. 2010'da başladıkları müzik kariyerlerine dört albüm sığdırdılar: The World Is Getting Colder (2012), Why Not Just Be Solo (2012), Tomb For Two (2013), Besides The Abyss (2015).

27 Şubat, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.


She Past Away: Bursa çıkışlı yerli post-punk/darkwave grubumuz. Türkiye'de bu tarzda müzik yapan gruplar bir kenara, bu tarz müzik dinleyenlerin sayısı bile çok azken She Past Away neredeyse tamamı Türkçe olan karanlık şarkı sözleriyle, synthlarıyla, imajıyla dünyada şu anda kendi tarzının en iyilerindendir nispeten. 2006'da başladıkları müzik kariyerlerine üç başarılı albüm sığdırdılar: Kasvetli Kutlama (2010), Belirdi Gece (2012), Narin Yalnızlık (2015).

She Past Away 27 Şubat gecesi Lebanon Hanover ve Selofan ile birlikte Salon'da.













Emancipator: 2006'da New York'ta Douglass Appling tarafından kurulan trip-hop/chill-out grubu 2013'te İstanbul'da bir konser vermişti. Emancipator'un dört albümü bulunmaktadır: Soon It Will Be Cold Enough (2006), Safe In The Steep Cliffs (2010), Dusk To Dawn (2013), Seven Seas (2015)
4 Mart, Babylon Bomonti'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.














God Is An Astronaut: Post-rock denilince akıllara gelen ilk isimlerden biridir İrlanda'lı GIAA. Sert riffler, derin tınılar ve epic bir vokalle apokaliptik bir performans sergileyen GIAA, dünya çapında çok ciddi bir kitleye sahiptir. Sık sık Türkiye'yi de ziyaret eden GIAA, daha önce dört kere İstanbul'a gelmiş ve her seferinde konser alanlarını doldurmuştur. 2002'de başladıkları müzik kariyerlerinde sekiz başarılı albüm yayınladılar.

6 Mart, KüçükÇiftlik Park'ta. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Sleep Party People: 2008'de Danimarka'da kurulan dream pop grubu yaptığı müzikle bazen post-rock'a, bazen'de shoegaze'e kayabilmekte. Ağırlıklı olarak melankolik şarkılar yapan Sleep Party People başarılı sahne performansıyla son 2014 ve 2015'te de İstanbul'a gelmişti. Tavşan şapkası, ince derin vokali ve dalgalı tınılarıyla eşi benzeri olmayan bu grubun üç başarılı stüdyo albümü vardır: Sleep Party People (2010), We Were Drifting On A Sad Song (2012), Floating (2014).

18 Mart, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.



Ane Brun: Nordik melodilerin başarılı ismi söz yazarı, gitarist ve female vokalist Ane Brun 1998'den beri sürdürdüğü kariyerine dokuz albüm ve sayısız konser sığdırmış. Dört kez İstanbul'lu hayranlarını ziyaret eden Ane Brun tekrar İstanbul'a gelip müzikseverlere güzel bir gece yaşatmayı planlıyor.

1 Nisan'da, Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Ólöf Arnalds: 1980 İzlanda doğumlu bu tatlı kadın müzik kariyerine 2003'te Múm ile başlamış, 2007 yılında Við Og Við adlı albümünü çıkararak kendi solo kariyerine başlamış. Kendisini çok yakından tanıdığımız Ólafur Arnalds'ın kuzenidir ayrıca. Indie folk tarzında müzik yapan Ólöf, ilk albümündeki şarkı sözlerini tamamen İzlandaca yazmışken, ikinci albümü Innundir Skinni (2010)'de İngilizce sözlere de yer verip hızla popülaritesini artırmıştır. 2014 yılında çıkardığı Palme albümünde ise tamamen İngilizce şarkılar yazarak artık İzlanda sınırlarının dışına çıkmaya karar vermiştir.

8 Nisan'da, Babylon Bomonti'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Yndi Halda: İngiltere çıkışlı Post-rock grubu Yndi Halda uzun metrajlı post-rock şarkıları denilince akla gelen ilk isimlerden biridir. 2001 yılında başladıkları müzik kariyerine yalnızca 2005 yılında çıkardıkları Enjoy Eternal Bliss albümünü sığdırmış olmalarına rağmen post-rock müziğin ilahlarından sayılmaktadır. Üstelik albümde yalnızca dört şarkı varken! Hayranları dağıldı derken Yndi Halda yepyeni bir albüm çıkararak "ben daha ölmedim!" diyerek turneye çıktı. İstanbul'u ziyaret etmeseydi üzülürdük açıkçası. Sözü uzatmadan "Illuminate My Heart, My Darling" diyorum ve konser gününü iple çekiyorum.

20 Nisan'da Salon İKSV'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız













Get Well Soon: Almanya çıkışlı indie grubu Get Well Soon Konstantin Gropper öncülüğüne 2008 yılında yayınladığı Rest Now, Weary Head! You Will Get Well Soon albümüyle büyük bir çıkış yakalayarak indie müziğin sevilen isimlerinden biri olmayı başardı. 2013'te İstanbul'lu hayranlarına güzel bir gece yaşatan Get Well Soon yeniden sevenleriyle buluşmak üzere; hem de yepyeni bir albümle!

22 Nisan'da Salon İKSV'de.  Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Beirut: Doğum yeri ABD olsa da kalbinin bir yarısı Balkanlarda, diğer yarısı Ortadoğu'da olan, acıyı tatlı bir dille anlatan güzide bir gruptur Beirut. Goran Bregovic'ten etkilenmiş, kendini çingene gibi hisseden bir Türkiye aşığıdır kendisi. Evet, neredeyse her yıl ülkemizi ziyaret ederek, ve hatta Gezi direnişine de katılarak artık "bizden biri" olmuştur grubun vokalisti Zach Condon. 2006'da çıkardığı Gulag Orkestar albümü büyük bir sükse yaparak bir anda indie folk denince akıllara gelen ilk isim olmayı başarmıştır. Beirut son olarak geçtiğimiz yılın eylül ayında No No No adlı dördüncü stüdyo albümünü çıkardı.

28 Mayıs'ta KüçükÇiftlik Part'ta. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Low: 1993 yılında Alan Sparhawk, Mimi Parker ve Steve Garrington tarafından kurulan Low, 994 yılında çıkardıkları akıllara zarar I Could Live In Hope albümüyle dinleyeni kendine bir uyuşturucu gibi bağlamayı başardı. Sert sözler, ağır tempolar ve yoğun melodiler ile slowcore müziğin öncü ismi olmayı başardılar. Geçtiğimiz yıl on birinci albümünü de çıkardılar. Kısacası başarılarla dolu bir müzik kariyerinden bahsediyoruz. Geçtiğimiz yıl Salon'da hayranlarını harika bir performans ile kendine yeniden hayran bırakan Low, bu yıl da sürpriz bir isimle birlikte sahne alıyor: PJ Harvey!













PJ Harvey: Yılın en büyük konserlerine geldik artık. İngiliz söz yazarı ve müzisyen PJ Harvey, 1991 yılında çıkardığı single albüm Dress ile müzik kariyerine başladı. Bas gitar, gitar, piyano, klavye, org, saksafon, trompet, keman, armonika ve arp çalabilen bu harika kadın 1992'de yayınladığı Dry adlı albümüyle Rolling Stone dergisi tarafından en iyi kadın söz yazarı ve en iyi kadın vokalist seçildi. Bu albüm aynı zamanda Kurt Cobain'in en sevdiği albümlerden biri de olmuştur. Bu başarılı kariyeri boyunca sekiz stüdyo albümü yayınlayan PJ Harvey sonunda Low ile birlikte İstanbul'a geliyor.

8 Haziran'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Sigur Rós: Dünyadan uzakta bir yerde, kuzey ışıklarının altında, masal ülkesinde, masal şarkıları yapan bir grup var. Büyülü atmosferiyle, sert gitar riffleriyle, epik vokaliyle, soğuk hava dalgasıyla büyülü şarkılar yapan Sigur Rós, 1997 yılında ilk albümü Von ile sahneye çıkmış, 1999 yılında ise akıllara zarar Ágætis Byrjun albümüyle ortalığı ateşe vermiştir. Post-rock mı? Hayır. Indie mi? Hayır. Shoegaze mi? Hiç değil. Sigur Rós, kalıplara sığamayacak nitelikle şarkılar yaparak yeni bir tür yarattı. Benim birçok İzlandalı grubu ancak bu şekilde tarif edebildiğim "Icelandic"... Sözlerini Jónsi'nin yazdığı şarkılar "Hopelandic" adlı uydurma bir dille yazılmakta. Takk (2005), Með suð í eyrum við spilum endalaust (2008) ve Valtari (2012) gibi çok başarılı albümlere de imza atmıştır. Sigur Rós'un 2013'te İstanbul'da vereceği konser Gezi Parkı eylemleri nedeniyle iptal edilmişti. Şimdi sabırsızlıkla haziranı bekliyor tüm Sigur Rós aşıkları.

11 Haziran'da Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













M83: 2001 yılında Anthony Gonzalez tarafından kurulan M83, adını on beş milyon ışık yılı uzakta sarmal bir gökada olan Messier 83'ten alıyor. 2003'te çıkardıkları ilk albümleri Dead Cities, Red Seas & Lost Ghost ile bol synth'lı electonica tarzında bir giriş yapsalar da müzik kariyerlerine, iki yıl sonra çıkardıkları can yakıcı Before the Dawn Heals Us albümü shoegaze listelerinde yerini bulmayı başardı. Bu hüzün dolu buğulu albümden sonra tarz değiştirmeye devam eden M83 2008 yılında çıkardığı Saturdays = Youth albümü ile indie pop'a kaymış. Son olarak Hurry Up, We're Dreaming ile electronic müziğin öncülerinden olmayı başarmış, hatta adını reklamlarda bile duyurmayı başarmıştır. Çektiği klipler ise eleştiri getirilemeyecek cinsten. En nihayetinde kendilerini İstanbul'da görecek olmaktan mutluluk ve heyecan duyuyoruz.

28 Haziran'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.













Max Richter: Minimal müzik denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Max Richter 1966 yılında Almaya'da doğmuş, birçok müzik grubuna yön vermiş, başlı başına bir akımdır. Müzik kariyerine 2002'de çıkardığı Memoryhouse albümüyle başlamış, yedi stüdyo albümü çıkarmış, 38 film/dizide çalışmış başarılı bir piyanist, söz yazarı ve bestecidir. Son olarak geçtiğimiz yıl Sleep adında bir albüm çıkarmış.

19 Kasım'da, Zorlu PSM'de. Ayrıntılı bilgi ve biletler için tıklayınız.